Benim gibi Muğla’da doğup büyüyen hemen herkes orman yangınlarının dehşetini yakından yaşamıştır. Yıllardır çıkan yangınlarda zeytinliklerimiz ve çam ağaçlarımız gözlerimizin önünde kül oldu. Tam da bu noktada ateşin karşısında duran ve ilk müdahaleyi yapan cesur orman işçilerimizin ne denli kıymetli bir iş yaptıkları unutulmamalıdır. Bakanlık verilerine göre bugün rezerv güçler dâhil 27 uçak, 105 helikopter, 14 İHA, 5 binden fazla kara aracı, 184’ü akıllı olmak üzere 776 kule, 4 bin 796 yangın havuz ve göleti, 25 bin orman kahramanımız, 127 bin gönüllü vatandaşımızla birlikte yangınlarla mücadele ediyoruz. Bu alanda faaliyet yürüten “Öz Orman-İş” adında bir de sendikamız var. 15 Nisan 2008 tarihinde Ankara’da kurulan bu sendikanın başkanı Settar Aslan. Sendikanın yaklaşık 25.000 dolayında üyesi bulunuyor. Parolaları; “Duyarlı Bakış, Güçlü Teşkilat ve İlkeli Mücadele.” Geçenlerde bana ulaşıp bir dergi takdim ettiler. “Yeşil Vatan Koruyucuları” adlı derginin bu ayki konusu “Yeni Anayasa.” Mehmet Uçum aşta olmak üzere birbirinden kıymetli akademisyenlerin yeni anayasa üzerine görüşlerini büyük bir ilgiyle okudum Öz Orman-İş Sendika Başkanı Settar Aslan, kendi ifadesiyle; coğrafyamızda yaşanan tüm gelişmelere Türkiye’nin bağımsızlığı cephesinden bakan ve değerlendiren bir başkan. Bu ülkede kurulan sivil örgütlerin nihai hedefi ülkemizin bağımsızlığı ve özgürlüğü olmalıdır. Maalesef bu alanda aksi yönde faaliyet yürüten Sorosçu sivil örgütler de var. Sendikanın, yeni anayasanın darbeci zihniyetlerden arınıp, sivil otoriterinin yani vatandaşın anayasası olması noktasında bir çabası var. Bu çabayı takdir ettiğim için bu yazıyı yazma kararı aldım. Malumunuz neredeyse 42 yıldır yürürlükte olan, 177 maddeli mevcut anayasa, bugüne kadar 19 defa, 188 ayrı madde düzenlemesi ile değişikliğe uğradı. O da eğitim sistemimiz gibi yamalı bohçaya döndü. Yeni anayasanın gündeme geleceği önümüzdeki günlerde bu dergideki önerileri mutlaka okumanızı önenirim. Diğer taraftan Öz Orman-İş Sendikası’nın orman işçilerinin özlük haklarının ve ekonomik durumlarının iyileştirilmesine yönelik bazı önerileri var. Sendika, “2024’de yaşadığımız geçim sıkıntısını 2025’de yaşamak istemiyoruz” diyor. Ne yazık ki gelir adaleti sağlanamadığı gibi vergi adaleti de sağlanabilmiş değil. Başkan Settar Aslan; “Vergide adalet istiyoruz. Bir yanlışlığın düzeltilmesini istiyoruz. Orman ve TİGEM çalışanı arkadaşlarımızın bordolarına bakıldığında, vergi mağduriyeti çok net görünüyor” diyor. Çünkü yılın ikinci ayından itibaren %20’lik dilimden vergi kesiliyor. Yani maaş, yüzde 5 düzeyinde azalıyor. Bu durum maalesef memurlar için de geçerli. Yılın ikinci altı ayında %27’den vergi ödüyorsunuz. Maaşta yüzde 12 düzeyinde bir düşüş gerçekleşiyor. Maaş, vergi matrah ve oranları nedeniyle tam anlamıyla kuşa dönüyor. Tam da bu noktada; “ İşçi, geliri düşük ve sabit, vergisi yüksek ve artan oranlı emekçi tanımından kurtulmalı. Bunun için de hem gelir de hem vergi de adaleti sağlamak gerek. Doğrudan ve dolaylı vergiler üzerinden bakıldığında maaşlarımızın %45’i vergiye gidiyor” diyorlar. Maaşlar cebe girmeden en az %15 gelir vergisi alınıyor. Üstüne bir de yapılan harcamalardan dolayı, KDV ve ÖTV türü dolaylı vergilerle ilave %20 daha alınıyor. Kısacası maaşın her 100 lirasının en az 35 lirası vergiye gidiyor. Sendika; “Hiç gecikmeden vergi yükümüzü düşürün diyoruz. Vergide adil olunmasını, makul olunmasını ve insaflı olunmasını istiyoruz” diyor ki sonuna kadar katılıyorum.