Bir okula gittiğinizde gördüğünüz tablo o okul hakkında bilgi verir size. Koridorları, öğretmen, öğrenci arasındaki iletişim, sınıfların temizliği, bahçe düzeni, hatta öğretmen, öğrenci ve yöneticilerin kılık kıyafeti dahi o okul hakkında size bilgi verebilir. Öğretmenlerinin önlük, yöneticilerinin takım elbise giydiği bir okul ile öğretmenlerin ve yöneticilerinin sportif giydiği bu iki okul için aynı şeyi düşünür müsünüz? Biri hakkında düzen, nizam ve intizam var; belli ki belli başlı bazı kurallar almışlar ve uyguluyorlar diye düşünmez misiniz? İşte okullardaki iklim, atmosfer okul kültürünün izlerini taşır. Bir okulun iklimini geliştiren, değiştiren, hatta dejenere eden faktörler olabilir. Bu faktörlerin oluşumunda en önemli görev ve sorumluluk öncelikli olarak okulların yönetimlerindedir. Yöneticilerin tutum ve davranışları; okuldaki iklimi, atmosferi, öğretmen ve öğrencilerin tutum ve davranışlarının oluşumunda ön ayak olur, etkiler. Bir okulda öğretmen, öğrenci ve yöneticilerin ortaya koydukları tutum ve davranışlar o okulun kültürünün oluşumunda en büyük pay sahibidir. Eğitim paydaşları tarafından süreç içerisinde oluşturulan değerler ve inançlar, okul kültürünün oluşumuna katkı sunar. Her okuldaki kültürünün birbirinden bağımsız, öznel olmasının sebebi de budur. Okul kültürünün oluşumu sadece okuldaki eğitim paydaşları tarafından meydana gelmez. Velilerin okula yaklaşımı, öğretmenlere bakış açısı, öğrencileri ile ilgili görüşleri, tutum ve davranışları da okul kültürünün oluşumuna katkı sunar. Hatta bir okuldaki temizlik görevlisinden güvenlik görevlisine, kantinde çalışan personelden okulun evrak işleri ile ilgilenen memuruna kadar herkes okul kültürünün oluşumunda pay sahibidir. “Doğru bilinen yanlışlar” diye bir söylem var ya; okulların sadece mevzuatlarla yönetildiğini, okul kültürünün oluşumunda yönetmeliklerin hâkim olduğunu düşünmek de bu doğru bilinen yanlışlardan aslında. Çünkü okul dışı faktörlerin ve hatta okulun bulunduğu sosyal çevrenin bile okul kültürünün oluşumunda etkisi var. Örneğin, şehir merkezinde olup okul dışı faaliyetler kapsamında okuldaki öğrencileri tiyatroya, sinemaya, kültürel bir fuara götürebilen bir okulun kültürü ile şehir merkezinden uzak, ulaşımın zor olduğu, kısıtlı imkânlara sahip olup bu nedenlerle pek fazla okul dışı faaliyetlerde bulunamayan bir okulun kültürü elbette ki aynı değildir. Dolayısıyla bir okuldaki kültürün oluşumunda mevzuatlar, yönetmelikler, öğretmen ve öğrencilerin tutum ve davranışları, veli ve öğrencilerin okula yaklaşımı ve katkısı dışında belki de onlarca etmen vardır okullardaki kültürün oluşumunda. Görev, sorumluluk ve yetki arttıkça, o kişi ya da makamın okul kültürüne katkısı da daha fazla olur. Bir öğrencinin okul iklimine ve kültürüne katkısı ile bir okul müdürünün katkısı aynı değildir. Bu bağlamda okullardaki huzur, sükûnet ve ferahın oluşumunda bir il ya da ilçe milli eğitim müdürünün katkısı bir okul müdürünkinden daha fazla olur. Belki okul kültürünün oluşumda katkısı daha fazla olur demek yanlış olabilir ama okul ikliminin oluşumunda katkısı kuşkusuz daha fazla olur. Okul idaresi tarafından her an tutanak yiyecek, her an soruşturma açılacak endişesi ile diken üstünde mesleğini icra eden bir öğretmenin okul kültürüne katkısı ile karar almada öğretmenlerini ortak eden, onlara danışan, öğrencilerin fikirlerini görünür kılan, öğretmen ve öğrencilerin de hata yapma esnekliği ile çalışan bir okulda ki okul kültürüne katkı elbette ki aynı olmaz. Aynı şey okul müdürleri için de geçerlidir; üstü tarafından sürekli denetlenen, attığı her adımdan hesap sorulan, yaptığı her çalışmanın gerekçesi istenen, her an soruşturma açılacak ya da görevden alınacak endişesi ile hareket eden bir okul müdürünün okul kültürüne katkısı ile üstü tarafından sürekli desteklenen, attığı adımlarda ve yaptığı çalışmalarda amirlerinden sırtı emin olun, kolay kolay hesap sorulmayacağını ve soruşturma açılmayacağını bilen, ödüllendirilen bir okul müdürünün okul kültürüne katkısı aynı değildir.