Bakan Uraloğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mühendisliğe Hazırlık Kulübünün düzenlediği Civil Engineering Convention 2025 (CivilCon) etkinliğine katıldı. Uraloğlu, burada yaptığı konuşmada gençlerin geleceğin teminatı olduğunu belirterek, “Sizde bu potansiyel gerçekten var. Bugün gerçekten neredeyse sınır yok. Siz neye erişmek istiyorsanız ona erişme imkanınız var. Onun için siz yarın buradan mezun olup belli görevlere geldiğiniz zaman gerçekten ülkemize, coğrafyamıza ve bütün dünyaya çok güzel hizmetler yapacağınıza canı gönülden inanıyorum.” ifadelerini kullandı. Etkinlikte bir sunum gerçekleştiren Uraloğlu, burada bakanlığın çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Uraloğlu, vizyonlarının Türkiye Yüzyılı’nda insan ve çevre odaklı, akıllı ve güvenli entegre ulaştırma sistemleri ve hızlı iletişim ağlarıyla dünyada öncü olmak istediklerini belirtti. Türkiye’den 4 saatlik uçuşla 67 ülkeye gidildiğini hatırlatan Uraloğlu, “4 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyar insan yaşıyor. Yaklaşık 51 trilyon dolar gayri safi hasılaları var ve 25 trilyon dolarlık yıllık ticaret hacimleri var. Böyle bir coğrafyanın tam da merkezindeyiz.” dedi. Uraloğlu, Orta Koridor’un esas geçiş noktasının Türkiye olduğuna vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı: “Bu koridorda tarihten beri birçok iş yapılmış, ticaret yapılmış. Biz de artık bu koridoru biraz daha güçlendirelim istiyoruz. Niye güçlendirelim istiyoruz? Bir pandemi yaşadık, pandemide birçok sıkıntı oldu. Bir Ukrayna Savaşı var. Kuzey koridor, hala aktif ama zaman zaman sıkıntıya girmiş. İsrail’in Filistin’de maalesef yaptığı vahşet var ve Süveyş Kanalı’nın kullanımıyla ilgili engeller var. Pekin’den çıkan Süveyş Kanalı’ndan giden bir yük, normal rutinde 35 günde en uç noktaya ulaşabiliyor. Eğer sıkıntı olur da Ümit Burnu’ndan dolanırsa yaklaşık 45 günde dolaşıyor. Kalkınma Yolundan ise bitirdiğimizde yaklaşık 25 günde bu gerçekleşmiş olacak. Orta Koridor’dan da 18 gün, ilerleyen zamanda bunu 14 güne kadar da düşürmüş olacağız.” Söz konusu koridorların kıymetli olduğunu belirten Uraloğlu, “Bir taraftan da birbirinin alternatiflerini ortaya koymamız gerekir ki yarın stratejik olarak ya da farklı sebeplerle oralarda aksamalar olursa mutlaka elimizde alternatiflerimiz olsun.” diye konuştu. Uraloğlu, Zengezur Koridoru’nun yapım çalışmalarının Azerbaycan tarafından devam ettiğini dile getirerek, Türkiye tarafından görünen 224 kilometrelik alanın çalışmalarının da önümüzdeki aylarda başlayacağını bildirdi. Kalkınma Yolu Projesinin altını çizen Uraloğlu, şunları kaydetti: “Irak’ın Basra Körfezi’ndeki Faw Limanı’ndan oraya kadar deniz yoluyla ağırlıklı, Çin’den gelecek yüklerin demir yoluyla 1200 kilometrelik mesafe kat ederek Ovaköy’den ülkemize girip ülkemizde de yaklaşık 2 bin 100 kilometre civarında bir hat kat ederek Kapıkule’den Avrupa’ya çıkmasıyla ilgili bir proje. Hem kara yolu olacak hem enerji hatları olacak hem de iletişim hatları olacak. Projesi bitti. Irak, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye olarak bunun finansmanı ve yapımını konuşuyoruz. Önümüzdeki süreçte inşallah onu da hayata geçirmiş olacağız.” “Kuzey Marmara Otoyolu’ndan Ankara’ya doğru yeni bir otoyol yapmamız gerekiyor” Uraloğlu, şu anda yaklaşık 3 bin 800 kilometre yol ağının hizmette olduğunu belirterek, “Samsun’a Karadeniz’e, bir taraftan Doğu Beyazıt’a, bir taraftan da Şanlıurfa’ya kadar gittiğimiz otoyolu Ovaköy’e kadar öbür taraftan İstanbul’dan Antalya’ya kadar ulaşan Kuzey-Güney hattını inşallah yapmış olacağız.” diye konuştu. Uraloğlu, hayata geçirilen yapıların uluslararası kuruluşlardan birçok kalite ödülleri aldığını aktararak, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Zigana Tüneli, Eğiste Hadimi Viyadüğü, Kuzey Marmara Otoyolu, Malkara-Çanakkale Otoyolu, İzmir İstanbul Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, Bitlis Çayı Viyadüğü gibi projelerin özelliklerine ilişkin bilgi verdi. Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun, Malkara’dan İstanbul istikametine doğru olan bölümünün 18 Mart’ta temeli atılarak yapım çalışmalarının başlayacağını bildiren Uraloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “İhtiyaçların planlı yapılması gerekir. ‘Şuraya bir yol, demir yolu, havaalanı yapalım’ diyemezsiniz. Bir taraftan kamu kaynağı kullanıyoruz, sizlerin verdiği vergileri kullanıyoruz, sizlere karşı sorumluluğumuz var. Ankara-İstanbul arasında şu anda ne var? Bolu Dağı, devlet yolu var. Hava yolu imkanı var, yüksek hızlı tren hattımız var. İlerleyen zamanda, bir 10 yıl sonra bunun yetmeyeceğini hesaplıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’ndan Ankara’ya doğru yeni bir otoyol yapmamız gerekiyor. Onun projesine başladık. 2-3 sene projesi sürer, 5-6 sene de yapımı sürerse, 2034’lerde böyle bir yolu da hayata geçirmiş oluruz.” 2035’te satılacak her iki araçtan birinin elektrikli olacağının öngörüldüğünü anlatan Uraloğlu, “Bizim de paylaşımlı seyahat, internet erişimli, bağlantılı araçlar noktasında birçok gayretimiz var. Ülkemizdeki elektrikli araç sayısı 208 bin civarında. Şarj istasyonlarımız soket olarak 28 bin. Gelişmiş birçok ülkeden çok daha iyi olduğunu özellikle söyleyebilirim. Şarj istasyonu olmayan ilimiz yok. Araç sayısına bağlı olarak daha yoğun olan yerler var.” şeklinde konuştu. Uraloğlu, hem kapasite kullanımı hem de daha güvenli seyahat için akıllı ulaşım sistemlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirerek, “Hasdal ile İstanbul Havalimanı arasındaki 30 kilometrelik yolu akıllandırıyoruz. Oradan geçecek araçlar, ilerleyen yol kesiminde neler olduğuyla ilgili bilgilendirilecek. Daha sonra da artık otonom sürücüye gidecek olan bir sürecin altyapısını Türkiye’de birkaç yıl içerisinde hayata geçirmiş olacağız.” ifadelerini kullandı. Demir yolu araçlarının bakanlığa bağlı TÜRASAŞ’ta üretildiğini belirten Uraloğlu, yerli ve milliliğe önem verdiklerini söyledi. “Kent içindeki raylı sistemlerin birinci derecede sorumlusu oradaki ilgili belediyedir” Uraloğlu, kent içi raylı sistemlere ilişkin, “Kent içindeki raylı sistemlerin birinci derecede sorumlu oradaki ilgili belediyedir. Eğer o belediye bizim bakanlığımız tarafından yapılmasını isterse biz bakanlık olarak el atarız. Değilse kendi sorumluluğunda. Ana hatlar, ulusal ve uluslararası hatlara entegre olan da bizim sorumluluğumuzda. İstanbul’da şu anda 380 km metro ağı var. İstanbul’u rahatlatmak için bunu bin kilometreye çıkarmamız gerekir. Daha çok yer altında imalat yapmamız gerekir.” değerlendirmesinde bulundu. Ülkede 58 havalimanı bulunduğunu belirten Uraloğlu, şöyle devam etti: “175 ülkeyle hava ulaştırma anlaşmamız var. 351 noktaya uçuyoruz. 2003’te 34 milyon yolcu taşırken bugün 230 milyon yolcu taşıyabiliyoruz. İstanbul Havalimanı Avrupa’da ikinci, dünyada yedinci sırada. Sabiha Gökçen, Antalya, Esenboğa, Adnan Menderes ve Muğla havalimanları da yine dünya sıralamasında olan havalimanlarımız. Devam eden iki tane yeni havalimanı inşaatımız var. Bir tanesi Yozgat, bir tanesi Bayburt-Gümüşhane Havalimanı. Trabzon’a da mevcut havalimanı yetmiyor. Onu da yenilemiş olacağız.” “(Türksat 6A) Yüzde 81 yerlilik oranımız var” Uraloğlu Türksat 6A ile 3,5 ila 5 milyar insana ulaşılabildiğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Yüzde 81 yerlilik oranımız var. Hem sivil hem de askeri haberleşmeyi daha güvenli olarak yapmış olacağız. Televizyon yayıncılığını daha kaliteli yapacağız ve bu hizmeti satmış olacağız. Bunlar elbette kıymetli ama en kıymetlisi bunu biz yaptık. Türk mühendisleri yaptı. Bundan sonra biz hem kendi ihtiyaçlarımız için hem dünya için uydu pazarlamasında bu süreçte bu imkana sahip olduk. Dünyada uydu üreten 11 ülkeden biri de biz olduk. 5G teknolojisi pratikte 10 kat hız getirecek. Deneyimlemeye başladık. İstanbul Havalimanı’nda, statlarda, belli üretim tesislerinde. Önümüzdeki sene de 5G’yi Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya başlamış olacağız.”