BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Bangladeş’in güneyindeki Cox’s Bazar bölgesinde, Bangladeş Geçici Hükümeti Başdanışmanı Muhammad Yunus ve 100 bin Arakanlı Müslüman sığınmacıyla iftar programında bir araya geldi. Myanmar’daki insani krizin daha fazla Arakanlı Müslümanı yerinden etmesini engellemek için Myanmar’ın “demokrasinin önünü açması ve vatandaşlarına sahip çıkması gerektiğini” belirten Guterres,“Myanmar’daki tüm taraflara mesajım açıktır; azami itidal gösterin, uluslararası insancıl hukuka uygun olarak sivillerin korunmasına öncelik verin ve toplumsal gerilim ve şiddetin daha fazla kışkırtılmasını önleyerek demokrasinin önünü açın.” ifadelerini kullandı. Arakanlı Müslümanların, evlerine dönmek istediklerini kaydeden Guterres, Myanmar’daki durumun vahim olduğuna işaret etti. Guterres, bölgeye temin edilen insani yardımlarda kesinti yaşanması nedeniyle “insani krizin eşiğinde” olunduğuna dikkati çekti. Öte yandan Arakanlı Müslümanların sığındıkları kamplarda daha iyi yaşam koşulları talep ettiğini kaydeden Guterres “ABD ile bazı ülkeler son zamanlarda insani yardımlarda kesintiler yaptı. Bunun sonucunda da gıda yardımları azaldı. Bu konuyu ele almak için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum.” demişti. Ayrıca Guterres, ABD ve Avrupa’daki bazı ülkelerin insani yardımlarda yaptıkları kesintileri “suç” olarak tanımlamıştı. Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı. BM’ye göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bini geçti. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı. BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.