Bundan kırk yıl öncesini hatırlıyorum siyah-beyaz televizyon devri sona ermiş, yerini renkli televizyon almıştı. Yeni renkli televizyon artık evlerde baş köşedeydi. Derken LCD, Plazma, LED ve son olarak Smart TV’ler hayatımıza girdi. TV’lerin zaman başta olmak üzere insandan alıp götürdüğü değerler, daha fazladır. Eskiden bir tek TRT kanalı vardı. Şimdilerde ise yüzlerce özel kanallar bulunmaktadır. Tekniğin ilerlemesiyle çanak, uydu, derken dijital platformlar mobil TV’ler ile evlerimize ve odalarımıza kadar girdiler. Bizim kültür ve medeniyetimizi, yıllar içerisinde tarumar ettiler. Son yıllarda Türk milletinin aile yapısına ve karakterine uymayan diziler toplumu yozlaştırdı. Yerli dizi adı altında gençlere, kısa yoldan köşe nasıl dönülür? Zengin koca nasıl bulunur? Evli de olsa fark etmez, aldatma, birlikte yaşama adı altında zinayı, teşvik edici temalarla izleyicilerin karşısına çıkmaktadır. Dizilerin toplumu özendirici etkilerinin olduğu bilinmekte. Hemen her dizide bir holding sahibi, yalıda oturan zengin insanların hayatını konu ediyor. Senaryo ya göre, gayri meşru olan davranışlar, izleyicilere meşruymuş gibi gösteriliyor. Dizilerde cinayet uyuşturucu, kaçakçılık, suça bulaşmanın her türlüsü konu edinmekte. Bu dizilerde ana tema aşk adı altında, toplumun aile ve ahlak yapısı hedef alınıyor. Dijital platformlarda bunlardan daha fazlası ve aşırısı yayınlanmaktadır. Dizilerde örf, adet, anane, gelenek ve göreneklerimiz yok hükmündedir Bir de gündüz kuşağındaki kadın programları bizim kültürümüze uygun olmayan bir şekilde sunulmaktadır. Meselenin özeti; Hiçbir dizi film sadece izlenmek için yapılmaz. Bunların mutlaka bir arka planı ve amacı vardır. Bu dizilerde oynayan baş rol karakterler, toplumun önüne örnek şahsiyet olarak çıkarılmaktadır. Dizideki başrol oyuncusunun yaşam tarzı, giyim kuşam, yeme ve içme gibi davranışları, izleyicilere subliminal mesaj verilerek, ahlaktan yoksun bir tüketim toplumu oluşturmak amaçlanmaktadır. Maalesef gelenek ve göreneklerimiz TV’lerin reytingi uğruna eksen kayması yaşamaktadır. Dizilerde, parçalanmış aileler, şiddet, popüler kültür, haz ve hız çağında yaşayan gençleri manen mutsuzluğa itmektedir. Eğer bir toplumu yok etmek istiyorsanız o toplumun dil, din, ahlak, tarih ve kültür gibi temel değerlerini yok ederek ortadan kaldırabilirsiniz. Emperyalist kültür, hangi topluma girmiş ise, onu ayakta tutan ahlaki, millî ve manevî değerleri, yıkarak o toplumu içten çökertmiştir. İsmet Özel’in yıllar önce yazdığı üç zor mesele kitabında, bahsettiği teknik, medeniyet ve yabancılaşmadan bizde nasibimizi aldık. Bu diziler sayesinde bizde kendi öz kültür ve medeniyetimize karşı yabancılaştık. Bu batının bize, bir medeniyet dayatmasının sonucudur. Gerçi son yıllarda TRT tarafından tarihi ve manevi değerlerimizi içeren yapımlar yapılmakta, ancak yeterli değil. Artık dizi izlerken seçici olalım bizim tarih ve medeniyetimizi içeren dizilere öncelik verelim, ne dersiniz.