Geçtiğimiz günlerde bir kadın oyuncu gündüz kuşağı kadın programlarının rezalet olduğunu ifade etti. Bunun üzerine bir gazete, ‘birbirine kaçanların ve gayri meşru çocukların çetelesini tutan programlara ve sunucularına sahip çıkarak ‘başarıyı kıskanmayın’ diye manşet attı. Kadın oyuncunun söylediklerini biz yıllardır yazıyoruz. Uzun yıllardır yemek programlarından, kadın programlarından, ana haber bültenlerinden, dizilerden kaosa, kavgaya, cinayetlere, alkış tutulan evlilik dışı ilişkilere maruz kalan Türk toplumu bu pespayeliği hak etmiyor. 7 gün 24 saat 7’den 70’e tvden cerahat sunulan bir toplumda hiçbir sebep yokken defalarca bıçaklayarak insan öldürenleri görünce de şaşırıyoruz. Artık gençler sadece takipçi kasıp meşhur olmak adına dini değerlere, siyasetçilere ağıza alınmayacak küfürler sarf ediyor, bunu videoya çekip yayınlıyor ve milyonlarca görüntülenme alıyor. Üstelik ahlaki problemleri olan bu tipler CHP tarafından başköşede ağırlandığı için bu şekil davranışların önü de açılıyor. Sokak röportajlarına dur denmeli Uyduruk bir mikrofon ve kamerayla sokağa çıkan kimliği belirsiz şahıslar, sokak röportajı adı altında birkaç yıldır Türkiye’nin başına bela oldu. Ulusal bir medya kuruluşunda çalışmayan ve basın kartı olmayan bu kişiler sokakta vatandaşı birbirine kırdırıyor, soru sormaktan çok, soru sorduğu vatandaşla ağız dalaşına giriyor. Örneğin X ünlüsü Arif Kocabıyık, Arap elbisesi giyip sokaklarda Katarlı olduğunu söyleyerek Türkiye’yi aşağılıyor ve sonucunda hiçbir yaptırımla karşılaşmıyor. Toplumun tüm değerlerini çökerten televizyon programları da, algı manipülatörlerinin sokak röportajları da, para için gözünü kırpmadan çocukları köpeklerin önüne atabilecek köpek çetesi de istediği gibi at koşturmaya devam ediyor, yaptıkları yanlarına kâr kaldığı için daha da cesaretleniyorlar. İşin en kötü yanı da vatandaşa, infial yaratan bir hadiseyle karşılaşıldığında ‘nasılsa ceza almaz, gözaltına alınır, birkaç ay yatar çıkar’ algısı yerleşti. Hangi birini sayalım? Gençler arasında ahlaksızlığın özgürlük olarak kabullenildiği toplumun gidişatı da iç açıcı değil. Toplu taşımalarda +18 görüntüler sergileyen gençleri uyaran aklı başında insanlara yaşlılar dahi ‘onlar genç, kıskandın mı, sanane’ diye hücum ediyor. İşte bu noktada durup düşünmeliyiz. Tek partinin kadroları istediğini elde etti; Kemalizm o çok arzu ettiği ahlak fakiri topluma kavuştu. Savaştan yeni çıkmış Müslüman bir milleti balolara, içkiye, kumara, çıplaklığa alıştıran, 90’larda özel tv kanallarında kırmızı noktalı filmler yayınlayan CHP zihniyeti, meşrebi gereği bugün küresel sapkınlık örgütü LGBT’ye de sahip çıkıyor. Yani toplumdaki bu çürüme 20-30 yılın neticesi değil. Asırlık bir sürecin sonuçlarını yaşıyoruz. Yapılması gereken belli! Geç kalınmış olsa da tüm gündüz kuşağı kadın programları kaldırılmalı, millete açıkça operasyon çeken türban soslu diziler yasaklanmalı, eğitim sistemi Kemalizm safsatasından kurtarılıp Osmanlı Türkçesi zorunlu hale getirilmeli. LGBT tüm destekçileriyle birlikte terör kapsamına alınmalı. Köpek dernekleri kapatılmalı. Başıboş köpekler amasız ve fakatsız toplanıp (doğanın dengesinin bozulmaması adına belirli sayıda köpek bırakılmalı) diğerleri itlaf edilmeli. Toplu taşıma araçlarında ahlaka aykırı hareket edenler hakkında adli işlem yapılmalı. LGBT dizi ve filmleri yayınlayan dijital platformlara erişim yasağı getirilmeli. LGBT sosyal medya ünlülerine hapis cezaları verilerek sosyal medya mecraları kapatılmalı. Çözüm bunlar ama yıllardır birçok gazeteci, akademisyen vs bu sorunları dile getirdiği halde bir arpa boyu yol alınmış değil. Söylesek tesiri yok biliyoruz ama susmaya da gönlümüz razı değil…