Ekrem Başkan’ın 21 Şubat’ta attığı, cumhuriyet tarihi boyunca eşi benzeri görülmemiş adımını, adım değil müjdesini, müjde değil muştusunu sevinç gözyaşlarıyla, mutluluklar içerisinde izledim. Evet, ‘Yeni başlangıcın ilk adımı…’ diye isimlendirdiği adım, sadece ilk adım olmakla kalmayıp, abartısız söylüyorum yalnızca Türkiye’yi değil, göreceksiniz, Amerika’yı, Avrupa’yı değiştirecek yeni ufukların, Yeni Dünya Düzeninin başlangıcı ilk adımı olacaktır. Ekrem Başkan, mensubu olmaktan onur duyduğu CHP’nin Cumhurbaşkanı Adaylığı müracaatını resmen yaparak, İnsanca yaşamayı hak eden, özgürlüğe, adalete, refaha, birlik olmaya hasret milletimizle yolculuğa çıkacağını, uzaklara gideceğini gururla söylemektedir. Uzaklar, yolculuklar… Büyük başkan Ekrem Başkan, şu kar, kış kıyamet mevsiminde içimizi ısıtmak üzere yolculuk fikrini pekiştirmek adına bakın daha neler söylüyor açıklamasının devamında; “Devletimizi demokratik, güçlü, milletimizi zengin, huzurlu, vatandaşlarımızı eşit, özgür kılma yolculuğuna çıkıyoruz.” Adam, adam… Sonrasında, yolculuk düşüncesinden azıcık uzaklaşıp, ‘Parlamenter demokrasi’, ‘güçler ayrılığı’, ‘denge denetleme mekanizmaları’ türünden, ‘demokratik katılım’ falan filan, pek anlayamayacağı, boyunu aşan ezber cümleler… Oraları hızlı geçiyorum… Ekrem Başkan bana umut ver, hayal sat bana… İşte geldi, buyurun; “Milletimizin kaygılarını, endişelerini giderecek, hep birlikte umudu, gelecek hayallerini ayağa kaldıracağız.” Metnin ilerleyen kısımlarında yine süslü cilalı cümleler… Metin yazarı hızını alamamış… Kimse dememiş pi arcı arkadaşa, “Olm, senin dışarıda, köpekleri bakır işeten ayazdan haberin yok mu? Çek ayağını gazdan… Yollar buz, tuzlama yok. Maazallah kayıp kafamızı, kolumuzu kıracağız…” Yok, adaleti iktidarın değil mülkün temeli kılacaklarmış, yok devletin kurumlarını, bilimi, sanatı, sporu, medyayı partizanlıktan kurtaracaklarmış, yok rakiplerini düşman görmeyecek, siyasi rekabeti milletin huzurunda adil, medeni mertçe yarışa dönüştürecekmiş… Metin yazarı işte, şişede başka, metinde başka duruyor… Bana şöyle cümlelerle gel Ekrem Başkan, “Ülkemize, birliğimize, dirliğimize güçlü Türkiye hedefine hep birlikte sahip çıkacağız.” Yok, yok öyle değil… “Çalışacağız, kazanacağız, adil paylaşacağız. Milletçe bereketimizi artıracağız. İnançla, umutla yürüyeceğimiz mücadelemizde asla yorulmayacağız, asla vazgeçmeyeceğiz.” Yok, yok böyle değil… Çalış, çalış, çalış nereye kadar Ekrem Başkan… Bütün tuşlara aynı anda basacağım derken tatili, yolculuğu unutmuşlar sana… Tatil sever Ekrem Başkan, hani sen alışagelmiş siyasetçi değildin… Toplum senin tarzına, tatiline alışacaktı hani… Bizi sen şimdi, 85 milyon, hep birlikte tatile çıkarmayacak mısın? Milletçe güneye, sıcak denizlere inemeyecek miyiz? Ekrem Başkan hani sen bizi uzak yolculuklara çıkaracaktın… Hani Kurtuluş yoktu tek başına, hep beraber yahut hani hiçbirimizdi… Hani güzel günler görecek, peri masalları dinleyecek, motorları maviliklere sürecektik… Hayal sat sen bize Ekrem Başkan…