Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin can verdiği yangın felaketinde yaşamını yitirenler, gerilerinde birbirinden acı insan hikayeleri bıraktı. O gece alevlerin arasında kalanları kurtarmak için bir çok kişi ise canını dişine taktı. Onlardan biri de emekli jimnastik antrenörü Fatih Güller… Güller, çocuklarıyla birlikte gittiği Kartalkaya’da yangın çıkan otelde çarşafları birbirine bağlayarak 11 canı kurtardı. Yaşadığı dehşeti anlatan Güller, “Eğer alarm çalsaydı ve ufak bir duman tespit edebilseydi bir sürü can kurtulurdu. Benim yaptığım kahramanlık falan değil. Bir sürü insan orada benim gibi davrandı.” diye konuştu.
Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de çıkan yangın sırasında birçok kişi can havliyle çarşafları birbirine bağlayarak camlardan aşağı inmeye çalıştı.
Emekli jimnastik antrenörü Fatih Güller, o anlarda insanlara sakin kalmalarını söyleyip 11 kişiyi sağ olarak otelden çıkarmayı başardı.
Ankara Üniversitesi’nde 42 yıl çalıştıktan sonra emekli olan jimnastik antrenörü Fatih Güller, eşi ve iki çocuğuyla sömestir tatiline giden yeğeni Gülşen Doğan Durdağ tarafından, doğum günü hediyesi olarak Kartalkaya’ya davet edildi.
Fatih Güller, yeğeni Gülşen Doğan Durdağ, eşi Emre Durdağ ve çocukları Ali Ege Durdağ ile Eren Durdağ, bir gün sonra kayak merkezine gidip, Grand Kartal Otel’e yerleşti.
Aynı gece otelde yangın çıktı. 10’uncu katta kalan Güller, yangın sırasında seslere uyanıp, yeğeni ve ailesini de uyandırarak, koridora çıktı.
Güller, yanındakilerle 8’inci kata kadar inerken, yoğun duman nedeniyle daha fazla ilerleyemedi.
Fatih Güller, otelin yan tarafına bakan odaya girip, çarşafları birbirine bağlayarak, yeğeni ve ailesiyle birlikte 11 kişiyi sağ kurtardı.
Yeğeni Gülşen Doğan Durdağ, çarşafın bir kısmının yırtılması sonucu düşerek yaralandı.
Ankara’da hastanede tedavi altında olan yeğeni Gülşen Doğan Durdağ’ın başında bekleyen Fatih Güller, açıklamalarda bulundu.
Güller, gece seslere uyandığını söyleyerek, “Kokuyu hissettim ama insan konduramıyor. ‘Otel yanıyor, çıkın’ diye bir ses duyduk. 10’uncu katta 1020 numaralı, iç içe bir odada kalıyorduk. Yeğenim, eşi ve küçük çocuğu odanın bir bölümünde, biz de yeğenimin büyük oğluyla odanın diğer bölümünde yatıyorduk.” dedi.
Yangın çıktığını anladıkları anda, odada bulunanlardan yanlarına bir şey almadan odayı terk etmelerini söyleyen Güller, “Gözlüğümü, bir de telefonumu alabilmişim. Koridora çıktık korkunç bir dumanla karşılaştık. Bir kat indik, bir kat daha inebildik. Artık inemeyecektik; çünkü dumanlar her tarafı sarmıştı.” ifadelerini kullandı.
Güller, 8’inci katın koridorunda yoğun dumanın içinde siluet şeklinde bir aydınlık gördüğünü ve kattakileri o aydınlığa yönlendirdiğini söyleyerek, şunları anlattı:
“İnsanlara süreli bağırarak ‘Sesime gelin’ dedim. Camları kırdığımızda nefes aldık. Zehirleniyor olduğumuzu orada anladım.
İnsanlar sürekli ‘ne oluyor’ diyordu. ‘Herkes uyansın, otelde yangın çıkmış boğulacağız’ dedim. ‘Herkes battaniye ve çarşafını bana getirsin, ben düğümleyeceğim, aşağı bu şekilde ineceğiz’ dedim.
Hayatımda böyle bir şey görmedim. Çarşafları birleştirdik ve önce küçük çocukları, sonra kadınları indirdik. Çarşafı koluma dolayıp tutuyordum; çünkü bağlayacak bir yer yoktu. Son 4 kişi kaldık.
Yeğenim Gülşen’e ‘Sen in, çocuğu sonra indiririm’ dedim. O da bana ‘Çocuğumu indirmeden ben inmem’ dedi. Çocuğu indirdikten sonra yeğenim kendi inerken yaklaşık 3 metre kala çarşaf dayanmadı ve koptu.
Omurgalarında kırıklar var ve kolu kırıldı. Alacak nefesimiz, içecek suyumuz varmış.”
Çarşafla en son kendisinin indiğini belirten Güller, “Çarşafın ucunu topuz yaptım, onu pencerenin dış menteşeli kısmına sıkıştırdım ve indim. İnenler de merdiven getirdi. Çarşafın koptuğu yerden sonraki bölümü merdivenle indim.” diye konuştu.
Aşağı indiği anda küçük bir çocuğun kendisine ‘baba, amca’ diyerek sarıldığını anlatan Güller, “Allah orada bana bir güç verdi. Oradakilere ‘Sakin olursak hepimiz kurtuluruz, sakin olmazsak hepimiz burada kalırız’ dedim. Böyle 11 kişiyi net olarak kurtardığımı hatırlıyorum.” dedi.
Güller, “Daha sonra beni arayıp teşekkür edenler oldu. Trabzon’dan Ömer Bey var ve beni telefonuna ‘Yangındaş’ diye kaydetmiş ve beni öyle aradı.” ifadelerini kullandı.
Güller yangın sırasında otelde herhangi bir uyarı alarmı çalmadığını anlattı, yangın merdivenini de görmediğini söyledi. Bina içinde herhangi bir uyarı levhası da görmediklerini anlatan Güller, şöyle devam etti:
“İnanıyorum ki, eğer alarm çalsaydı ve ufak bir duman tespit edebilseydi bir sürü can kurtulurdu. Benim yaptığım kahramanlık falan değil. Bir sürü insan orada benim gibi davrandı. Bana yardım eden bir sürü insan vardı orada. Yaşanan acının boyutunu kelimelerle anlatamam. Gözümde yaş kalmadı ağlamaktan. O insanlara sarılmaktan, ağlamaktan gözümde yaş kalmadı.”